3 Temmuz 2014 Perşembe

BALKABAKLI NOHUTLU TARHANA ÇORBASI




Malzemeler
3 yemek kaşığı domatessiz toz tarhana
3 kibrit kutusu kadar bal kabağı
1 çay bardağı haşlanmış nohut
 3 su bardağı su
1 Yemek kaşığı zeytin yağı veya tereyağ
Tuz,kuru nane

Terbiyesi için
1 yumurta
1 su bardağı süt

Hazırlanışı

  • Su,bal kabağı ve nohutu tencereye alalım,kaynamaya başlayınca 5 dk daha kaynatalım
  • Yarım bardak ılık suda toz tarhanayı eritelim,eriyen tarhanayı çorbaya, sürekli karıştırarak ekleyelim
  • Çorba biraz kıvamlı olacak,bu yüzden sık sık karıştırmamız gerekiyor
  • Kıvam aldığı zaman,terbiyeyi hazırlayalım...
  • Süte yumurtayı ekleyip çırpalım çorbadan biraz alıp karıştırdıktan sonra tencereye yavaş ve azar azar ekleyelim,3 dk. daha pişirelim,bu esnada çorbayı biraz hızlı ve sürekli karıştıralım ki yumurtalar haşlanmış yumurtaya dönüşmesin :) 
  • Sos tavasında yağı kızdırıp nane atalım ve çorbanın üzerine dökelim. Ben 18 aylık oğluma yedireceğim için yağ ilavesi yapmadım. 
AFİYET OLSUN

1 Temmuz 2014 Salı

ÇEKİLİŞ VAAARRRR- Soran Anne Yaz Hediyeleri

Soran Anne o kadar güzel bir çekiliş başlatmış ki, katılmamak mümkün değil. Hediyelerin hepsi birbirinden güzel. Sizlerde benim gibi bu güzel hediyelere sahip olmak istiyorsanız SORAN ANNE İNTERNET SİTESİNİ ziyaret edebilirsiniz. SEVGİLER

21 Haziran 2014 Cumartesi

Çocuklarda el ayak ve ağız hastalığı



El ayak ağız hastalığının komplikasyonları var mıdır?


Hastalık kendi kendini sınırlayan ve gerileyen bir hastalıktır. Ağız ve boğazdaki yaralar, beslenme güçlüğü yaratıp sıvı kaybına neden olabilir. Hastalığın tekrarlama olasılığı vardır. Enterovirus 71 ile oluşan EAAH’de menenjit, ensefalit ve myokardit gibi hayatı tehdit eden komplikasyonların nadir olsa da görülme ihtimali vardır.

El ayak ağız hastalığının tanısı nasıl konulur?


Bu hastalıkta başlangıçta sadece ateş ortaya çıkar. İlk 1-2 günde muayene bulgusu olmayabilir. Daha sonra ağız içinde yaralar ve diğer bulgular ortaya çıkar. Hastalığın tanısı fizik muayene bulguları ile konulur. Laboratuvar testleri tanıda çok yardımcı değildir. İleri merkezlerde hücre kültürleri, PCR ve serolojik yöntemlerle virüs izolasyonu yapılabilir. Fakat çok gerekli olmayan ve pahalı yöntemlerdir.
Semptomlar:


El ayak ağız hastalığının tedavisi nasıl yapılır?


Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. Genellikle kendini sınırlar. Myokardit ve menejit gibi komplikasyonlar gelişirse Immunglobulin tedavisi verilebilir.

Tedavi, hastanın semptomlarına yönelik olarak yapılır. Ateşi kontrol altına almak için antipiretikler (parasetomol, ibuprofen) kullanılabilir. Diğer viral hastalıklarda olduğu gibi bu hastalıkta da aspirin kullanılmaz. Ağız içindeki yaralar çok ağrılıdır, bunun için lokal analjezik jeller kullanılabilir. Bu lezyonlar ağrılı olduğundan hastanın sıvı ve soğuk besinler alması şikayetleri azaltır. Sıcak ve katı besin alımından kaçınılmalıdır. Baharatlı ve tuzlu yiyecekler ağrıyı artırabilir. Beslenme güçlüğü sonucunda sıvı kaybı fazla olan çocuklara intravenöz (damaryolu ile) sıvı desteği yapılabilir. Vücudun diğer kısımlarında çıkan döküntüler hafif ağrılıdır, bazen kaşıntı olabilir; antihistaminikler kullanılabilir, bu döküntüler sonrası iz bırakmaz.


El ayak ağız hastalığı nasıl önlenebilir, neler yapılabilir?


Hastalığın aşısı yoktur. Farklı virüs tipleri ile meydana gelebildiği için tam bir bağışıklık bırakmaz. Hastalığın yayılımının önlenmesinde en önemli faktör el yıkamadır. En sık bulaş yolu el ile olan temasladır. Özellikle toplu yaşam alanlarında çocukların bakımı ile ilgilenen kişilerin sık sık ellerini yıkaması önemlidir. 

Ortak kullanım alanların dezenfeksiyonu, ayrıca ortak kullanılan oyuncakların ve malzemelerin temizliği önemlidir. Hastalığı taşıdığı tespit edilen çocukların izolasyonu hastalığın yayılmasını engelleyebilir. Birçok enfeksiyon hastalıklarından korunmada olduğu gibi bu hastalıkta da el yıkama alışkanlığı ve hijyene dikkat edilmesi önemlidir.

12 Haziran 2014 Perşembe

AYICIK PANKEK

Bu günlerde Kürşad bebek maalesef  az beslenir oldu, ne yedirsem, neyi nasıl yapsam, ne ile karıştırsam da yer diye düşünmekten eve bile yemek yapamaz oldum, e haliyle de yemek yiyemez oldum. Bebekler diş çıkarma dönemlerinde, Annem acımı bilse başını duvarlara vurur dermiş( bir bebek dile gelmiş galiba), şaka bir yana gerçekten onun acısını hissedebiliyorum ve onunla beraber yaşıyorum.

Hayırlısı ile tüm dişlerini çıkarsa da bu iştahsızlık kalksa ortadan..  İştahı açılsın diye yemek yedirirken karşısında takla bile attım(şaka değil). Sabah kahvaltılarımız en zor öğünümüz maalesef, zaten ona yumurta yedirebilmek için denemediğim yöntem atmadığım takla kalmadı :)
 Bu gün sabah yapıp çöpe veya yere dökülen mamalarımız:

  • Haşlanmış Yumurta- Benim yedirmemi istemiyor kendisi yemek istediği için eline verdim ve balkondan aşağı attı :)
  • Kızarmış yumurta- Her lokmada ağzını açıp aldı ve bir kez çiğnedikten sonra attı
  • Peynir ve Domatesi hiç saymıyorum halım mahvoldu çünkü :(
  • Son olarak Pankek yapayım da dikkatini çeksin dedim ve Bu ayıcık pankeki ben yedim :)
Pankek TARİFİ ni daha önce paylaşmıştım. Bu ayıcıklı pankeki aynı tarif ile ama ayıcık şeklindeki tava ile yaptım. Ben çok beğendim de, bizim Kürşad hiç oralı bile olmadı

Yemiyor yemiyor yemiyor bu dönemi nasıl atlatacağımızı bilemiyorum, umarım vitaminsiz kalmadan çözeriz bu durumu.

TÜM İSLAM ALEMİNİN BERAT KANDİLİ KUTLU OLSUN

BERAT KANDİLİ DUASI
"Bismillâhirrahmanirrahim'' 
''Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike."
Anlamı:
"Ya Rabbi, cezandan affına sığınırım, gazabından rızana sığınırım, senden sana sığınırım, Zatın yücedir, seni övmek için kelime bulamıyorum, Sen kendini övdüğün gibisin."

Peygamber efendimiz Berat gecesinde, bu duayı çok okurmuş
“Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette hamd etmekten acizim”
 AMİN

İyi niyetle içtenlikle yapılan dualar kabul olurmuş, sadece kandil gecelerinde veya başımız sıkıştığında değil, her daim Allahü Teala yı içimizden kalbimizden eksik etmeyelim, bize her daim doğru yolu gösterecek olan ''O'' dur. 

11 Haziran 2014 Çarşamba

ÇOCUKLARDA KULAK AĞRISI VE ORTA KULAK İLTİHABI



Kulak ağrısı çocuklarda sık rastlanan bir rahatsızlık olup, hem kulağı ağrıyan çocuk, hem de anne baba için sıkıntılı bir durumdur. Özellikle çocuk şikayetlerini ifade edemeyecek bir yaştaysa tüm ailenin huzuru kaçar ve ne yapacaklarını bilemez hale gelebilirler.
Kulak ağrıları kulak hastalıklarından veya kulağa komşu bölgelerden kaynaklanan hastalıkların ağrılarının kulağa yansıması nedeniyle ortaya çıkabilir. Kulak  ağrısının birçok sebebi vardır ve bunun da nedeni kulağın duysal uyarısının zenginliğidir.
Büyük çocuklar ağrıyan kulağını, hatta kulağında neresinin ağrıdığını ve ağrının karakterini anlatabilirken kendini konuşarak ifade edemeyen sıklıkla iki yaş öncesi çocuklar kulağını çekiştiriyor, huzursuzlanıyor ve ağlıyorsa kulak ağrısından şüphelenmek gerekir.
Kulağa komşu bölgelerden kaynaklanan hastalıkların ağrılarının kulağa yansıması çocuklarda görülebilir, bu nedenle detaylı bir öykü almak ve muayene yapmak çok önemlidir. Aşağıda yansıyan ağrı yapan hastalıkların bazıları sıralanmıştır. 
  •  Süt dişleri ve kalıcı dişlerin çıkması sırasında; diş çürüklerine bağlı kulak ağrısı hissedilebilir.
  •  Kabakulak gibi tükrük bezi iltihapları sırasında
  • Kulak arkası lenf bezlerinin iltihabı
  • Geniz eti ve bademciklerinin iltihaplanması
  •  Farenjit
  • Gırtlakta enfeksiyon (Larenjit)
  • Bademcik ve geniz eti ameliyatı sonrası

Özellikle küçük çocuklarda kulak ağrılarının çoğu kulağın kendisinden kaynaklanan ağrılardır. Kulak kepçesi, dış kulak yolu ve orta kulak hastalıklarında ortaya çıkar.
Dış kulak kaynaklı ağrılar:
  • Kıl kökünün iltihaplanması
  • Dış kulak yolu iltihabı
  • Dış kulak yolunda mantar enfeksiyonu
  • Dış kulak yolunda yabancı cisim (böcek, silgi, çekirdek, boncuk vb.)
  • Kir (buşon).
  • Kulak zonası (Herpes Zoster Oticus).
  • Kulak kepçesinin donması
  • Kulak zarının en dıştaki tabakasının iltihabı (akut mirinjit)
  • Zar ve dış kulak yolu travmaları (çarpma, darbe, kulak kaşıma v.b.)
  • Dış kulak yolu tümörleri

Bunlar arasında sıklıkla görülenler yabancı cisimler, kulak kiri ve akut dış kulak yolu iltihabıdır.
Yabancı cisim: Dış kulak yolundaki yabancı cisimler erken dönemde travmaya ve sonrasında enfeksiyona bağlı kulak ağrısına neden olurlar. Bezelye, nohut, mercimek, boncuk, düğme, küçük piller, mum boya parçaları ve küçük oyuncak parçaları dış kulak yoluna kaçabilir. Büyük çocuklarda kulak ağrısı, kulakta rahatsızlık hissi,  küçük çocuklarda kulak akıntısı, kulak ağrısı ve öksürük ortaya çıkarabilir. Canlı böcek, bitkisel yabancı cisim, değişik şekilli yabancı cisimlerin KBB hekimi tarafından farklı, cerrahiye varabilen çıkarma metotları olup evde çıkarmaya çalışmak kulak zarı delinmesi, yabancı cismin su ile şişmesi, kulak yolu travması gibi zararlı sonuçlara yol açabilmektedir.
 Kulak kiri (buşon): Kulak kiri, dış kulak yolu kıkırdak kısmındaki bezlerin salgısı ve epitel artıklarından oluşmaktadır. Buşon tıkacı yaklaşık her 10 çocuktan birinde rastlanmaktadır.  Kulak kiri kulakta doluluk hissi ve işitme azlığı ile sıklıkla görülmesine karşın kulak ağrısı, banyo veya havuz sonrası kirin su alıp şişmesi ya da çıkarma girişimlerinde kirin zara doğru itilmesine bağlı görülebilmektedir. Kulak çöpü kullanımı önerilmemektedir. Çocukta şikayete neden olan kulak kirleri hekim tarafından kıvamına göre küret ya da aspiratör kullanılarak çıkartılır; sert kıvamlı kirlerde temizleme öncesi gliserin ve oksijenli su denenebilir.
 Akut dış kulak yolu iltihabı (yüzücü kulağı): Dış kulak yolunun en yaygın enfeksiyonudur. Sıcak ve nemli iklimlerde oluşur. Dalmanın artırdığı cilt maserasyonu, kulak çöpü gibi lokal travma, dar veya uzun dış kulak yolu, alkali pH, işitme cihazı kullanımı nedenleridir. Genelde havuzda yüzme sonrası bir veya iki kulakta kaşıntı, kulakta belirgin hassasiyet ve kulak ağrısı başlar. Kulak önüne (tragus) ve kulak kepçesine dokunmak ile ağrı artar. Dış kulak yolu cildi ödemli ve kızarıktır, akıntı eşlik edebilir. Havuz ya da denizden sonra kulak ağrısı olduğunda mutlaka enfeksiyondan şüphelenilmeli, çocuğunuzu tedavi için bir çocuk sağlığı ya da KBB uzmanına götürmelisiniz. Dış kulak yolu iltihaplarında iltihap kulak yolunu tıkayacak kadar fazla ise aspiratör ile çekilmesi gerekebilir. Diğer durumlarda antibiyotikli ve steroidli kulak damlalarıyla tedavi edilmektedir. Bu süreçte havuza girmek kesilmeli banyoda kulağa su kaçırılmamalıdır.
Orta kulak kaynaklı ağrılar:
  • Akut orta kulak iltihabı (akut otitis media).
  •  Orta kulakta sıvı birikimi (efüzyonlu  otitis media).
  •  Orta kulaktaki hava dolu hücrelerin devamını içeren mastoit kemiğin iltihabı (mastoidit).
  • Orta kulak iltihabının istenmeyen olumsuz sonuçları (komplikasyonlar). Örn. beyin apseleri, yüz felci v.b
  • Barotravma
  • Travmatik kulak zarı perforasyonu
  • Geniz (nazofarinks) yan duvarından kulağa uzanan ve orta kulağın havalanmasını sağlayan yapının tıkanması (Akut Östaki tüpü obstrüksiyonu).
  • Orta kulaktaki iyi ve kötü huylu tümörler.

Bunlar arasında en sık sebep akut orta kulak iltihabıdır.
 Orta Kulak İltihabı
Orta kulak iltihabı çocukluk çağı hastalıkları arasında üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık görülen ikinci hastalıktır.Yaşamın ilk iki yılında daha sık görülmektedir.
Tüm çocukların % 90’nı 2 yaşına kadar en az bir kez orta kulak iltihabı geçirmektedir.  Orta kulak iltihabı tekrarlayıcı özelliktedir ve 7 yasına kadar tüm çocukların üçte biri en az 6 kez akut orta kulak iltihabı geçirmiş olur.
Orta kulak, kulak zarının arkasında bulunan ve hava içeren bir boşluktur. Hava, geniz bölgesinden östaki tüpü adı verilen dar birkanal ile orta kulağa taşınır. Östaki tüpünün görevi, orta kulak boşluğundaki havanın basıncını dış ortamdaki atmosfer basıncı ile eşitlemektir. Ses dalgalarının kulak zarında oluşturduğu titreşimler orta kulak boşluğundaki küçük kemikçiklerden (çekiç, örs, üzengi) iç kulağa iletilir ve sesi beyine ileten sinirler uyarılır. Östaki tüpü bebeklerde erişkinlerden daha kısa ve daha yatay pozisyondadır ve yoğun salgı yapan hücre içermektedir. Yedi yaşından sonra bu fark ortadan kalkmaktadır.
 Akut orta kulak iltihabı, orta kulak mukozasının irinli enfeksiyonudur. Sıklıkla bakteri nedenlidir ve etken orta kulağa genizden ulaşır. Akut orta kulak iltihabının tanısı tıbbi öykü, fizik inceleme ve özellikle kulak incelemesiyle konulur. Tıbbi öykü alınırken aşağıdaki noktalar detaylı bir şekilde sorgulanmalıdır.
  •  Şiddetli kulak ağrısı
  •  Kulak akıntısı
  •  Ateş
  •  Geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsü
  •  Bebeklerde ağlama, huzursuzluk
  •  Kulak kepçesini çekiştirme
  •  İştahsızlık
  •  Bulantı, kusma
  •  İshal
  •  İşitme azlığı
  •  Kulaklarda çınlama ve dolgunluk
  •  Baş dönmesi

 Aileler de yukarıda belirtilen noktalara dikkat etmeli, bunlar var ise mutlaka doktora başvurmalıdır.
 Fizik muayenede ateş ölçülmelidir. Kulak incelemesinde bastırmakla kulakta duyarlılık tespit edilir. Kulak zarının otoskopik incelemesinde kulak zarında kızarıklık, bombeleşme, kalınlaşma, zar hareketlerinde azalma görülebilir. Hatta daha ileri vakalarda kulak zarının iltihap ile delinmesine bağlı dış kulak yolunda akıntı tespit edilebilir. Akut orta kulak iltihabı şüphesi varken buşon nedeniyle kulak zarı görülemiyorsa kulak lavajı yapılmamalıdır. Kulak muayenesi aynı zamanda kulak ağrısının ayırıcı tanısının yapılabilmesi için de gereklidir.
 Tıbbi öykü ve kulak muayenesi ile akut orta kulak iltihabı tanısı konulduktan sonra tedaviyi planlamak gerekir. Tedavide amaç ağrının ve iltihabın giderilmesi, orta kulak havalanmasının sağlanması ve komplikasyonların önlenmesidir. Akut  orta kulak iltihabı, 10 gün süreyle kullanılan antibiyotikler, ağrı kesici ve ateş düşürücüler  ve östaki tüpünün fonksiyonunu düzeltecek ilaçlarla tedavi edilir. Çocuklarda buruna serum fizyolojik sıkılması burnun açılmasına ve orta kulak havalanmasına yardımcı olabilir. Ateşi olan çocukta bol sıvı alımı ile hidrasyon sağlanmalıdır. Antihistaminik içeren alerji ilaçları salgıları koyulaştırdığı ve siliyer aktiviteyi bozduğu için, alerjik rinitle birlikte olan orta kulak iltihabı dışında, kullanılmamalıdır. Tedavi sonrası ilk 72 saat içinde klinik düzelme beklenir.
İşitme kaybı, kulak zarı delinmesi, kulak zarı çökmesi, kolesteatom, mastoidit (orta kulak arkasındaki kemiğin iltihabı), kulak arkası apse, yüz felci, iltihabın iç kulağa ilerlemesi, menenjit, beyin apsesi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilen, tekrarlama riski olan bir hastalık olduğundan tedavi yarıda kesilmemeli, doktorunuzun belirttiği sürelerde takipler yapılmalıdır.
 Orta kulak iltihabının görülme sıklığını arttıran faktörlerin bazıları aşağıda sunulmuştur.

  • Pasif sigara içiciliği
  • Biberon ile yatarak beslenme
  • Anne sütü almama     
  • Kreşe gitmek
  • Kalabalık aile ortamı
  • Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmek
  • Alerji
  • Bağışıklık sistemindeki yetersizlikler
  • Genetik rahatsızlıklar (Down sendromu vb.)
  • Damak anomalileri (yarık damak)

 Anne babaların akut orta kulak iltihaplarından çocuklarını korumak için dikkat etmeleri gereken hususlar vardır. Anne sütüyle beslenme sonucu çocuğa geçen antibakteriyel ve antiviral faktörler iltihaplara karşı direnç oluşturmaktadır. Anne sütü akut orta kulak iltihabı  riskini azaltmakta ve  ilk atağı geciktirmektedir. Bu nedenle çocuğun anne sütü almasına mümkün olan en fazla önem verilmelidir Biberonla beslenen çocuklarda daha fazla orta kulak iltihabı görülür. Bir diğer önemli nokta da beslenme pozisyonudur. Yatar pozisyonda beslenen çocuklar 45° eğik pozisyonda beslenenlere göre daha sık orta kulak iltihabı geçirirler.  Bu nedenle süt çocuklarının yatarak beslenmemesi, beslenirken yaklaşık 45 derecelik açıyla tutulması önerilir, bir diğer önemli nokta da evde ve taşıtlarda sigara içilmemesinin sağlanmasıdır.
 Akut orta kulak iltihabı sonrasında orta kulakta sıvı varlığı(efüzyon) 6-8 haftaya kadar sürebilir. Otoskopi ve odyolojik testlerle özellikle de timpanometri ile takip edilebilir. Efüzyonlu otitis media ilitihabın eşlik etmediği, kulak zarı arkasında yani orta kulakta sıvı birikmesi olarak tanımlanabilir. Sıklıkla akut orta kulak iltihabı sonrasında gelişmektedir. Burun enfeksiyonları ve alerjiye ikincil östaki tüp fonksiyon bozukluğu sonucu gelişen negatif basınç da orta kulakta sıvının oluşmasında rol almaktadır. Orta kulaktaki bu sıvı kulağa dışarıdan gelen bir sıvı değildir. Sağlam kulak zarı suyun dış kulak yolundan orta kulağa kaçmasını önler. Effüzyonlu otitis mediası olan çocukların çoğunda iltihap belirti ve bulguları (ateş, kulak ağrısı, huzursuzluk vb) eşlik etmeyebilir. Aile işitme azlığı, kulakta doluluk hissi, dikkat eksikliği, dil gelişim geriliği, düşük okul başarısından şikayetçi olabilir.
 Akut orta kulak iltihabı ile efüzyonlu otitis media ayırıcı tanısında otoskopik muayene ve çocuğun enfeksiyona işaret eden semptom ve bulguları faydalıdır. Efüzyonlu otitis mediada enfeksiyon bulguları olmaz. Timpanometri,  orta kulaktaki negatif basıncı, sıvı varlığını gösterir ve zar hareketliliği hakkında bilgi verir. Kulaktaki sıvının ve negatif basıncın takibinde kullanılır. Medikal tedaviye yanıt vermeyen ciddi östaki tüp fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda kulak zarına ventilasyon tüpü (timpanostomi tüpü) uygulaması yapılabilir. Ventilasyon tüpü takılması sadece orta kulak basıncını normale çevirmekle kalmayıp aynı zamanda inatçı sıvı birikimiyle beraber olan iletim tipi işitme kaybını da düzeltmektedir.
 Sonuç olarak çocuklarda kulak ağrısı aile tarafından dikkate alınması gereken bir şikayettir. Kulak ağrısının birçok nedeni olabilir, detaylı bir öykü, kulak muayenesi ve fizik muayene ile doğru tanı konulup, düzgün tedavi ve takip gerektiren bir durumdur.

Prof . Dr. Erdinç Aydın/ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ

6-10 AYLIK BEBEKLERLE OYNANABİLECEK OYUNLAR


Bebeğin gelişen görsel ve iletişimsel becerilerine destek vermek için aşağıdaki önerilerden yararlanın:

  • Işıkla oynayarak eğlenmek. Bebeğinizin bir fenerin ışınına odaklanmasını sağlayın ve ardından bunu duvarda gezdirin. Daha zorlu bir uğraş için, ışığı daireler halinde ve farklı bir tempoda, hızlı ve yavaş oynatın.
  • Yeni sözcükler öğrenmek. Bebeğinizin vücudunun farklı kısımlarına dokunun ve adını söyleyin. Bu sözcükleri kullanması belirli bir zamanı alsa da. sözcüğü taşıdığı anlamla ilişkilendirmeyi öğrenmiş olur. Bu oyunu bir süre oynadıktan sonra, çocuğunuza şunu sorun: "Ağzın nerede?" Adı belirtilen vücut kısmını işaret etmesine yardımcı olun.
  • Bir yaldız çalkalayıcı yapmak. Plastik bir su şişesinin etiketini çıkarın. Şişenin üçte ikisini glikozla ve geri kalanını suyla doldurun. İçine biraz renkli yaldız dökün. Şişenin kapağını tutkallayın. Çocuğunuzun yaldız çalkalayıcısını hafifçe vurup döndürmesine ve böylece yaldızları şişede yüzdürmesine fırsat verin. Becerebildiği bir işten al dığı keyfi izleyin.
  • "İleri geri" oyunu oynamak. Çocuğunuzun eline bir top yda bir oyuncak verin. Elleriyle ve ağzıyla oyuncağı yoklamasına fırsat verecek zamanı tanıyın. Daha sonra oyuncağı geri vermesi için avucunuzu ona doğru uzatın.
  • "Şimdi ben alayım mı?" deyin. Eğer (bu çağdaki çoğu çocuk gibi) geri vermezse, yumuşakça elinden alıp bir süre tutun. Ardından ona geri verin. En çok hangi oyuncakları ilginç bulduğunu anlamak açısından, çocuğunuzun verdiği ipuçlarını izleyin ve nesneleri "ileri geri" elden ele geçirmenin onda nasıl bir duygu uyandırdığını ölçün. Bebeğinizin büyük (kol ve bacak) kaslarının ve üst vücut gücünün gelişimine destek vermek için aşağıdaki önerileri deneyin. Onun yeni başarılarından duyduğu keyfi paylaşın!
  • Bir dağa tırmanın! Yere birkaç minder yığarak, bebeğinize bunları zorlu bir tırmanışla aşmanın yolunu gösterin. Onu ayartmak için. minderlerin üstüne yeni ya da gözde bir oyuncağını koyun ya da "dağ"in arkasında saklanıp görünerek "ce demece" oynayın.
  • Top oynayın. Bir topu çocuğunuzdan öteye yuvarlayın ve emekleyip geri getirin. Topu tekrar yuvarlayın ve bu sefer çocuğunuzu özendirerek, topu almak üzere vücudunu kullanmaya çalışmasını sağlayın. Onu eline alıp emekleyerek ya da eliyle fırlatarak topu geri getirmeye özendirin.
  • Bir masanın ek parçasını ya da bir iskambil masasını kullanarak, çocuğunuzun yukarıya ve aşağıya emekleyeceği bir rampa yaratın. Yumuşak bir eğim sağlamak için bunu bir merdiven kenarına, üst üste yığılmış yastıklara ya da yere konmuş kanepe minderlerine yaslayın.


Kaynak:  Hamilelik, Doğum ve Bebek Bakımı Kitabı

10 Haziran 2014 Salı

YER ELMASI YEMEĞİ ( 12+AY)



Yer Elmasının Faydaları:
* Yer elması şeker hastaları için faydalıdır.
* Çok besleyici bir sebzedir, vücut direncini artırır.
* Kabızlığa iyi gelir. Hatta müshil etkisi vardır.
* İçeriğindeki besin değerleri ile kansızlığa fayda sağlar.
* Cildi güzelleştirir.
* Cildin daha parlak ve güzel görünmesini sağlar.
* Basur hemeroid hastalığında faydalıdır.
* Yer elmasının idrar söktürücü özelliği vardır.
* Böbreklerin ve pankreasın düzenli çalışmasını sağlar.
* Göğsü yumuşatır ve öksürüğü keser.
* Romatizma, nikris ve mafsal ağrılarında faydalıdır.
* Yer elması anne sütünü arttırır.
* Zayıflamak için diyet yapanların tercih edebileceği yer elması doyurucu ve kalorisi düşüktür.


Malzemeler
1 Soğan
1 diş Sarımsak
4 Yer Elması
2 Domates
1/2 Kırmızı biber
1/2 Yeşil biber
1 Tatlı kaşığı Tereyağı
1 çay kaşığı Ev yapımı biber salçası ( olmasa da olur)

Hazırlanışı
  • Soğanı yemeklik doğrayıp Tereyağda soteleyelim, sarımsağı rendeleyerek soğanlara ekleyelim,salçayı ekleyip sotelemeye devam edelim,
  • Biberleri küçük ve ince doğrayalım tencereye ekleyelim,
  • Son olarak küçük küpler halinde doğradığımız yer elmaları ve domatesleri ekleyelim
  • Hiç su eklemeden kısık ateşte pişmeye bırakalım ( domatesin bırakacağı su yeterli olacak)
AFİYET , ŞİFA OLSUN MİNİKLERE

  1. Bu Tarifi Yemeğiniz bir sonraki güne kalırsa çocuğunuza sabah kahvaltısında üzerine yumurta kırarakta yedirebilirsiniz enfes bir lezzet çıkıyor ortaya.
  2. Ve eğer Yer elması tadını beğenmez ise yoğurt ile karıştırıp yedirebilirsiniz.
  3. Bu Tarifi ilk iki şıktan farklı bir sunumla yedirirseniz lütfen bana da öğretin :) ( yeni fikirler öğrenmeye hevesli biri olarak yazıyorum bunu) 



16 Nisan 2014 Çarşamba

MEYVE SALATASI

Merhabalar
       Bu gün benim için yoğun bir gündü, aslında her zaman bu kadar yoğunum, o yüzden blogumla pek fazla ilgilenemediğimi itiraf etmeliyim. 
       Bu gün kolay bir tarifle geldim, meyve salatası herkes için hem pratik hemde çok lezzetlidir.
Her bir meyvenin kendine özgü tadı var değil mi? Gelin o muhteşem tatları birleştirelim bir kaç ilave lezzetle hem tv karşısında yiyelim hemde misafirlerimize sunalım. Bu arada çocuklara meyveyi sevdirmenin en güzel yolu bu bence :)

Malzemelerimizi sırasıyla yazmama gerek yok diye düşünüyorum, Mevsim meyvelerinin tümünü karıştırarak yapabiliriz meyve salatasını.

Benim kullandığım meyveler; Portakal-Elma-Armut-Muz,Çilek ve ayrıca Çekirdeksiz Kuru Üzüm, Rondodan geçirdiğim Ceviz ve Fındık, Tarçın ve Limon Suyu

Tüm meyveleri kaşığa gelecek küçüklükte küp küp doğruyorum, Üzerine 1 Limonun suyunu sıkıyorum Tarçın serpip karıştırıyorum, karıştırdıktan sonra Ceviz, fındık ve kuru üzümü de ekliyorum, yeniden karıştırıp servis yapacağım kase veya kuplara paylaştırıyorum.

Eğer hiç denemediyseniz şiddetle tavsiye ediyorum, eminim çok beğeneceksiniz. Tüm meyveleri sevmeyen çocuklar için muhteşem bir yedirici lezzet diyorum ben :) Sevmediği meyvelerle sevdiği meyveler birleşince hiiiiiç anlamayacak bile, böylelikle her meyveyi yedirmiş olacaksınız.



AFİYET OLSUN :)

7 Nisan 2014 Pazartesi

ANNE SÜTÜ ARTTIRICI TATLI

Anne sütü özeldir:
Anne sütü her bebek ve her dönem için özeldir. Prematürelerde ve hayatın ilk günlerinde farklı yapıda bir anne sütü söz konusudur. İlk bir hafta memelerden "kolostrum" adlı süt gelir ve bebeği besleyici ve enfeksiyondan koruyucu özellikleri ön plandadır. Bunu ikinci hafta boyunca protein içeriği azalırken, laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artan "geçiş sütü" izler. Daha sonraki dönemlerdeki olgun anne sütü de emzirmenin başlangıcında karbonhidrattan, sonunda yağdan zengin olarak gelir.



Malzemeler

3 Ayva
2 Yemekkaşığı Toz Şeker
2 Yemek kaşığı çekilmiş ceviz
1 Yemek kaşığı dolusu Bal veya Her hangi bir ev yapımı reçel 
2 Yemek kaşığı Kaymak


Hazırlanışı

  • Ayvaları doğrayalım tabağa dizelim üzerine toz şekeri serpelim mikrodalga fırında yumuşayana kadar pişirelim
  • Pişen ayvaların üzerine Bal veya reçel dökelim , ben ev yapımı ayva reçeli kullandım
  • Çekilmiş  cevizi de serptikten sonra kaymak ekleyerek afiyetle ve süt yapacağına inanarak yiyebilirsiniz 

AFİYET BAL ŞEKER OLSUN BEBEKLERE BOL BOL SÜT OLSUN 




3 Nisan 2014 Perşembe

YEŞİL MERCİMEKLİ KARIŞIK SEBZE ÇORBASI (8+AY)


Malzemeler

1 Kereviz
1 Havuç
1 Patates
1 Soğan
1 diş sarımsak
1 Avuç yeşil mercimek
1 tatlı kaşığı zeytin yağı

Hazırlanışı 

  • Tüm Sebzeleri mercimekle birlikte Büyük Doğrayarak haşlayalım
  • Pişen Çorbayı ocaktan aldıktan sonra 1  tatlı kaşığı zeytin yağı ekleyelim
  • Çorbamızı Çatalla ezerek bebeğimize yedirebiliriz
  • Ve Bebeğiniz kuru nane tadını seviyor ise üzerine serpebilirsiniz






4 Mart 2014 Salı

AYLARA GÖRE BEBEK GELİŞİMİ

1. Ay:
• Yeni doğanın hareket yetenekleri fazla etkileyici değildir. Çocuğun ilk kazandığı yeteneğin başını kaldırmak olduğu, bunun ardından el ve kollarını kullanabildiği, nihayet ayak ve bacaklarını kullanmaya başladığı görülmüştür.
• Çenesini kaldırabilir
• 19-20 cm. Uzaklıktaki nesneleri net görebilirler. - Kokuları ayırt edebilirler,
• Bebeklerin daha çok gözlere baktığı belirlenmiştir. Bu nedenle, bebekle sağlanan göz teması, bebekle bakıcısı arasında sosyal bağın gelişmesinde önemli rol oynar.
• Annelerin çocuğuna karşı duyduğu bağın oluşumunda kritik bir dönemin varlığı ileri sürülmektedir ki bu da doğumdan hemen sonraki dönemdir. Bu dönemde bebeklerini kucaklarına alarak seven annelerin, çocuklarına daha kuvvetli bağlarla bağlandıkları belirlenmiştir.
• Bu ayda konuşmaya yönelik bir faaliyet genellikle görülmez.
• Bebeğin başı her zaman desteklenmelidir.
• Elleri yumuktur veya hafifçe açıktır.
• Hıçkırıklar sık görülür ama önemsizdir.
• Hapşırıklardan korkmayın, bu burnu temizler.
• Bu ay objelere bakmaya başlayabilir.
• İşitmeye başlamıştır ama sesin geldiği yeri anlayamaz.
• Yüzüne 0.5 metreden yakın objeleri daha iyi görür.
• Bu ayda bebek siyah beyaz geometrik objeleri çok iyi seçer.
• Yatağının çevresindeki bu tür objelere dikkatini çeker.
• Bebekler insan yüzünü diğer objelerden ayırırlar.
• Bebeğiniz insan sesini diğer seslere tercih eder.
• Bebeğinizi beslerken onunla konuşun.
• Günlük banyoya ihtiyacı yoktur. Fazla yıkamak bebeğinizin cildini kurutur.
• Doğumda Hepatit B aşısının ilk dozunun yapılmış olması gereklidir. Birinci ayın sonunda (ilk dozdan 1 ay sonra) Hepatit B aşısının 2.dozu uygulanmalıdır.

Kişilik gelişimi: Bebeğin diğer önemli özelliği tümüyle kendi gereksinimlerini gidermeye yönelik olmasıdır. Bu özelliğine egosantrik de diyebiliriz. Ancak burada söz konusu olan bencillik bilinçli olarak kendi gereksinimlerini en ön planda tutmak değildir. Bebek ilk ilişkisini bu çerçeve içinde annesi ya da annelik görevini yapan kişi ile kurar. Çocuğun bu ilişki içinde iki temel gereksinimi vardır: fiziksel bakım ( doyurma ve korunma ) ve sosyal bakım ( sevgi ve duygusal yakınlık ). Bu iki temel gereksinimin nasıl ve ne ölçüde yerine getirildiğini bilirsek çocuğun ilerdeki kişiliğinin temeli hakkında çok şey öğrenmiş oluruz. Önce fiziksel bakımı ele alalım. Olumlu bir anne çocuk ilişkisinde çocuk zamanla annesini ve ona doyum veren, onu koruyan, rahat ettiren bir kişiyi bir ödül kaynağı olarak beller, ona değer verir. Anne yokken arar, görünce sevinir, ona bağlılık duyar ve bağlanır. Bebeğin kısa süre de olsa annenin gözden uzaklaşmasına dayanabilmesi bebeğin özbenliğine de varlığı artık kesinlik kazanmış bir anne tasarımının bulunduğunu gösterir. Anne bir süre gözden uzaklaşmış olabilir, fakat az sonra gelecektir, çünkü gözden şu anda silinmesi tümden yok olması değildir. Demek ki düzenli alma verme ilişkisi bebeğin zihninde annenin sürekliliğini sağlar. Anne çocuğa karşı tutarlı ve olumlu ise çocukta genel olarak yaşamda doyum bulacağına ilişkin bir temel güven duygusu oluşmaya başlar. Ama anne tutarsız, olumsuz ya da kaygılı ise çocuk bu temel güveni oluşturmakta zorluk çeker.
Fiziksel bakım eksiksiz de olsa temel güveni oluşturmada tek başına yeterli değil. Sevgi ve duygusal yakınlık görmeyen çocuğun kişiliği bu durumdan olumsuz etkilenir. Hatta bakım evlerinde yaşayan çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar yeterli fiziksel bakım gören ama sevilip okşanmayan, konuşulmayan çocukların önce çevreden ilgi aradıkları, fakat zamanla adeta yaşama küsüp çevreyle ilişkilerini kestiklerini ortaya koymuşturlar. Oysa sevgi ve duygusal yakınlık gören çocuk insanlarla ilişki kurmayı tatmin edici bir olay olarak görür. Annesinin ona değer vermesi onda değerli olduğu kanısını uyandırır. Genellikle insanlarca sevileceğine, sevilmeye değer bir insan olduğuna ilişkin temel güven oluşturur. İşte, anne çocuk ilişkisindeki bu süreklilik, tutarlılık ve aynılık çocukta "temel güven duygusunun" özünü oluşturur.

2. Ay:
• Emmeye başlama refleksi, arama refleksi, yutma refleksi, moro refleksi, babinksi refleksi, yakalama refleksi, adım atma refleksi bu ayda görülen reflekslerdir.
• Bu reflekslerden çoğu doğumdan sonraki 2-5 ay içinde azalarak geçmektedir.
• Bu ayda bebek göğsünü kaldırabilir
• Başarısız uzanmalarda bulunur.
• Ellerini açmaya başlar.
• Anneyi babayı tanır.
• Seslere tepki vermeye başlar.
• Birinci ay tamamlandıktan sonra Hepatit B aşısının 2. dozu uygulanmalıdır.
• Bebeğinizin ikinci ayı dolduğunda, 5li karma aşının (difteri, boğmaca, tetanoz, menenjit(Hib), çocuk felci(polio) aşısının) 1.dozunun yapılmış olması gereklidir.
Algısal gelişim :
• Doğumdan hemen sonra parlaklıktaki değişime duyarlıdırlar.
• Bu duyarlılık ilk iki ay içersinde hızla gelişir.
• Bebeğe gösterilen oyuncak saklanınca şaşırdığı görülür
• İki aylık bebeklerin şeklin değişmezliğinin algısına ulaşmış oldukları gösterilmiştir.
İlk hafta ve aylarda anne-baba ile bebek arasında karşılıklı olarak birbirlerine kenetlenme, bağlanma şeklinde davranış örüntüleri gözlenir. Gerçek bir bağın oluşması için zamana ve denemelere ihtiyaç vardır. Bu süreç sakin bir şekilde yürüdükçe ve anne-baba çocuklarının ihtiyaçlarını sezmeye başladıkça, anne-babalık görevi daha doyumlu olmaya başlar ve bebeklerine olan bağları kuvvetlenir.

3. Ay:
• Bebek bu aylarda kişileri ayırabilir.
• Çevredeki ilginç değişiklikleri fark edebilirler.
• Bebekler konuşma seslerini algılayabilir .
• Konuşucuları çok erkenden ayırt edebilirler.
• Anne babalarının yüzlerini daha henüz tanımadan önce, onları seslerinden ayırt edebilir gibidirler.
• Yüksek sesle güler.
• Seslerin kaynağına bakar.
• Ellerini birleştirir.
• Bu aylarda evde sessiz zamanlar yaratın.
• Bebeğinizle konuşurken aynı sesleri tekrar edin.
• Bebeğiniz hasta olmasa bile normal kontrollerine götürün.
• Genizden konuşanlar incelendiğinde, genellikle sütleri çok yavaş emdikleri, bu nedenlerle annelerin biberon deliğini fazla genişlettiği öğrenilmiştir, ancak bu konuşmaya yardımcı olacak olan normal emmeyi engellediği için önerilmemektedir. Biberon deliği gereğinden fazla küçük olanlarda ise ileri de peltek konuşma olabileceği için bu da önerilmemektedir. - Üçüncü ayın içinde bebeğinizin BCG (verem) aşısının uygulanması gerekmektedir.
• Bebekler hem tatlı, ekşi ve biberli gibi tatlara duyarlıdırlar hem de aralarında ayırım yapabilirler.
Babaların çocuklarına olan bağlarının annelere benzediği, fakat doğumdan birkaç ay sonra(genellikle 3. Ay), babaların annelerden farklı bir rol üstlendikleri araştırmalarda saptanmıştır. Annelerin çocukların bakımını üstlendikleri gibi, onlarla daha fazla konuştukları, daha fazla kucaklarına aldıkları, daha fazla şefkat gösterdikleri ve daha sakin bir etkileşime girdikleri görülmüş; babaların ise daha çok çocuklarıyla fiziksel boğuşma davranışına girdikleri ve daha çok oyun oynadıkları gözlenmiş, bunun da bebekle etkileşim örüntüsünde pek etkili olmadığı bulunmuştur.

4. Ay:
- Dört aylıkken normal bir yetişkin gibi görebilirler.
• Renkleri farkedebilirler.
• Bebekler hareketleri üzerinde daha istemli bir denetim sağlayabilir.
• Yaptıkları davranışı yinelemekten hoşlanırlar.
• Bu ayda destekle oturabilir.
• Objeleri elden ele geçirebilir.
• İki heceli sesleri çıkarabilir.
• Yabancılardan korkmaya başlar.
• Bebeğin ayakları düz olarak görülebilir veya başparmakları içe dönük görünebilir. Doktorunuz bu konuda en doğru bilgiyi verecektir ancak bu durum genellikle geçicidir.
• Konuşmayı öğrenmek uzun ve karmaşık bir olgudur. Bu ayda çocuk iletişimini mimiklerle, ve anlamsız mırıldanmalarla dile hazırlık şeklinde yapar.
• Sesli uyarıcıları bol çevrede yetişen bebek, daha fazla seslendirme etkinliğinde bulunmakta ve daha çeşitli sesler çıkarabilmektedir.
• Bebeğinizin dördüncü ayında, 5li karma aşının (difteri, boğmaca, tetanoz, menenjit(Hib), çocuk felci(polio) aşısının) 2.dozunun yapılmış olması gereklidir.

Beslenme: İlk dört ay bebeğin emerek beslenme evresidir. Bu süreden önce yutma refleksi zayıftır vesüt çocuğu kaşıkla verilenleri yeterince yutamaz, ağzından geri çıkarmaya eğilimlidir. Bu dönemde böbrekler de immatürdür.protein ve elektrolitlerin yükünü atamaz. Sindirim sisteminde yabancı proteinlere karşı koruyucu mekanizma tam gelişmemiştir. Mideden yeterli asit salgılanamaz. Nişasta ve yağların emilimi için gerekli enzimleri de yetersiz salgılanırlar. Bu nedenle bu dönem için en ideal gıda,içinde bu enzimleri içeren,protein ve elektrolit içeriği düşük olan anne sütüdür. Anne sütünün verilemediği nadir durumlarda içeriği anne sütüne yaklaştırılmış sütlerin verilmesi gerekir.

5. Ay :• Kucağa oturup nesneleri yakalar.
• Bebek yüzler arasında ayırım yapar .
• Desteksiz oturmaya başlayabilir.
• Objeleri ağzına götürerek keşfetmeye başlar (ayağı dahil)
• Yabancı olmayanları tanır.
• Aşina olduğu kişi bebeği daha kolay sakinleştirir.
• Önce çocuk dili anlamlı şekilde kullanamaz, ancak seslendirme (vocalisation) işlevi vardır kişilik gelişimini etkileyen diğer bir faktör ise duygusal gelişimdir. Duygusal gelişim sağlıklı bir insan gelişimini inceleyebilme açısında önemli olduğu kadar, duygusal temelde sorunları olan çocukların bu sorunlarının anlaşılması ve tedavisi açısından da araştırılması gereken bir konudur. Duygusal gelişimin parçası olan korkuya şöyle bir bakalım. Bu dönemde ses korku yaratan uyarıcılar arasında birinci sırada gelir. 5.aysonrasında bebeklerin yaşındaki ilerlemeye bağlı olarak bebeklerde uçurum görüntüsüne karşı korku tepkileri artmıştır. Diğer bir korku türü ise bebeklerin yabancılara karşı gösterdikleri korku tepkileridir.
• Bu aydan sonra ek gıdalarabaşlanmıs olması gereklidir. Kaşıkla beslenmeye geç başlanan çocukların bazılarında çiğneme ve katı gıdayı yutabilmek için dilin dönme reflekslerinde gecikme olmaktadır. Bu nedenle büyümesi yeterli olsa bile 5. Ayda kaşıkla ek gıda verilmeye başlanması önerilmektedir.

6. Ay :
• Mama sandalyesinde oturup sallanan nesneleri yakalar
• Arama davranışı buaylarda görülür.
• Neden ve sonuçları ayırma yeteneği görülmeye başlar.
• Sabit duran nesneleri tüm duyularıyla inceler, dikkatlice bakıp seslerini dinler. Nesneleri birçok kez elleri içinde döndürürler.
• Sadece zevk almak için birçok karmaşık ve ilginç yolu denerler ve böylece de oyun davranışlarına ilk kez girişirler. Yetişkinlerin kol ve bacaklarıyla yaptıkları hareketleri taklit edebilirler.
• Bebekler annelerinden ayrıldıklarını anlayabilir. Uykularından uyandıklarında korkup ağlayabilirler. Bu duruma alıştırmak için kendinizi saklayıp tekrar ortaya çıkartan "cee "oyunu oynayabilirsiniz. Bebeğiniz günde 11 saat uyur. Ama unutmayın bu süre yalnızca gece uyuyacak anlamında değildir.
• Altıncı ay tamamlandıktan sonra Hepatit B aşısının 3. dozu uygulanmalıdır.
• Bebeğinizin altıncı ayında, 5li karma aşının (difteri, boğmaca, tetanoz, menenjit(Hib), çocuk felci(polio) aşısının) 3.dozunun yapılmış olması gereklidir.
Hayatın dört-altı aylarında süt çocuğunda yutma refleksi gelişir.
Ancak henüz dişleri olmayan çocuk katı gıdaları çiğneyemez ve ağzından geri çıkarır. Sindirim sisteminin yağ ve karbonhidratları emme işlevi ve yabancı proteinlere karşı koruyucu mekanizması da bu dönemde gelişir. Bu geçiş döneminde başlanan ek gıda lar yumuşak ve düşük allerjenik özellikte olmalıdır. Unlu, sütlü mamalar, yoğurt anne sütünün yanı sıra bu dönem için uygun besleyicidirler. Allerjen olmadığı için pirirç unu tercih edilmelidir. Dördüncü aydan sonra meyve ve sebze pürelerine de azar azar başlanabilir. Sebze püreleri patates,havuç, kabak ve pirinç ile hazırlanabilir. Mevsime göre elma, şeftali bu dönem için tercih edilen meyvelerdir. Vitaminlerin kaybolmaması için pürelerin yapımında cam rende kullanılması önerilmelidir. Gaz, karınağrısı ve allerji yapmadığından zengin c vitamin kaynakları olan portakal, mandalinaya da bu ayda başlanabilir.

7. Ay :
• Bu aydan itibaren bebeğe bir ses verildiğinde o da bir sesle tepkide bulunur. Kendi çıkardığı sesleri dinlediği gibi başkalarının çıkardığı sesleri de dinlemeye başlar. Bu toplumsallaşmış seslendirmedir.
• Yetişkinlerin kol ve bacaklarıyla yaptıkları hareketleri taklit edebilirler.
• Bebeğiniz sürünmeye başlamıştır.
• Kendi kendine yiyecek alabilir.
• Düşen objeler dikkatini çeker.
• İlk dişi çıkar.
Yedinci aydan itibaren çocuğa uygun olarak hazırlanmış sofra yemekleri verilebilir. Bunlar etli dolmalar, etli sebze yemekleri, tarhana,şehriye ve benzeri çorbalar, azilmiş makarna(haşlama suyu dökülmeden)ve pilav olabilir. Baharatsız ızgara köfte ve tavuğun beyaz eti didiklenerek küçük parçalar halinde sebze pürelerine eklenebilir.

8. Ay:
• Sesli ifadeleri duygularını açığa vurur.
• Daha önce yapmadıkları yetişkin davranışlarını taklit edebilirler.
• Oyuncakları tanımaya başlar.
• Kendi kendine oturma pozisyonuna geçebilir.
• Yatarken okuduğunuz kitabı dinler
• Bu ayda bebeğin enbüyük özelliği daha mükemmel şekilde neden ve sonuçların birbirinden ayrılmasıdır.
Bu aydan başlayarak, haşlanmış beyaz etli balıklar, haftada bir-iki defa bir-iki çorba kaşığı karaciğer ezmesi verilebilir. Beyin ezmesi vermenin herhangi bir faydası yoktur. Sekiz-dokuzuncu aylarda tam yumurta verilebilir. Yumurtanın kolesterol içeriği yüksek olduğundan haftada iki-üç defa verilmesi önerilmelidir.

9. Ay:
• Köfteyi ve diğer birçok yiyeceği ısırarak yiyebilir,
• Aile sofrasına oturabilir
• Evde hazırlanan erişkin besinlerin tamamı
• Oyuncaklarını vurarak ses çıkarabilir.
• Hayır kelimesini anlar.
• Ortaklaşa oyun oynayabilir.
• Etrafa tutunarak yürüyebilir.
• Kendini çekerek ayağa kalkabilir.
• İşaret parmağı ve baş parmağı ile objeleri tutabilir.
• Buayda çocuğunuza okuduğunuz kitabıdinler.
• Bu ayda kızamık aşısı yapılmalıdır. Bu ay içinde kızamık aşısı yapılması gerekip gerekmediğini hekiminize danışınız.

10. Ay:
• İşittiği sesleri taklit eder gibi görünür, ancak başarılı olamaz.
• Ellerinizi tutarak yürüyebilir.
• Bir elini tutularak yürüyebilir
• Kaşıkla bir şeyler yiyebilir.
• Bu durumda evdeki emniyet kontrolünü bir kez daha yapın.
• Balkonlara dikkat edin.
• Mobilyaların sivri köşelerini plastik koruyucularla kaplayın.
• Ocaktaki tavaların saplarını çocuğun ulaşamayacağı bir şekilde tutun.
• Bebeğinizi mutfakta,balkonda, tuvalet ve banyoda yalnız bırakmayın.
• Sıcak içecekleri çocuğun ulaşabileceği yerden uzak tutun.
• Ne anlama geldiğini bilerek anne ve baba diyebilir.
• Bebeğinizle şarkı söyleyebilirsiniz.

11. Ay:
• Bardaktan su içebilir.
• Bir elinizi tuttarak yürüyebilir
• Anne ve baba dışındabir kaç kelime daha söyleyebilir.
• Bu ayda karşılıklı oyun oynayabilirsiniz. En favori oyunu karşılıklı top yuvarlamak olabilir.
• Bebeğiniz artık kendi başına dolaşan bir bireydir ve evinizde tedbir almanın zamanı gelmiştir.
• Emirleri anlar.
• Bebeğiniz artık size cevap verebilir.
• Sevdiği oyuncakları gösterebilir.
• Bir ya da iki kelime söyleyebilir.
• Yetişkinin çıkardığı sesleri papağan gibi yineler ancak, konuşmasında anlaşılır bir akıcılık yoktur.

12. Ay:
• Tek başına ilk adımını atar.
• Sizin haraketlerinizi taklit eder.
• Yemeklerde artık masanıza oturmak ister.
• İkiden fazla kelime söyleyebilir.
• Bu ayda biberondan bardağa geçiş yapabilir.
• Bir yaşın sonunda kendi ayağa kalkıp yürür.
• Kimi çocuklar bir süre sonra da yürüyebilir
• İlk yaş gününü kutlama hazırlıkları!!!!
• Bebeğiniz 1 yaşını doldurduğunda, Hepatit A ve KKK (Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak) aşısının ilk dozlarının uygulanması gerekmektedir.

15. Ay:• Bebeğinizin tek dozluk su çiçeği aşısının uygulanması gerekmektedir.

18. Ay:• Bu ay içinde, 5li karma aşının tekrar dozunun ve Hepatit A aşısının 2. dozunun uygulanması gerekmektedir.

Sevgili anne babalar, unutmayın ki her bebeğin farklı ve kendine özgü bir fiziksel, algısal ve sosyal gelişim tablosu vardır. Bu sebeple eğer bebeğiniz yukarıda bahsedilen gelişim aşamalarından bir kısmına henüz ulaşmadıysa gereksiz endişe ve korkuya kapılmayın. Eğer bebeğinizin gelişiminde dikkat çekici ölçüde bir problem olduğunu düşünüyorsanız mutlaka doktorunuza danışın. Bebeğinizin gelişim süreciyle ilgili en doğru bilgiyi doktorunuzdan alabilirsiniz.

Kaynak: www.bebegimveben.com